Zübeyde Öztürk
Prof. Dr., İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul, Türkiye
Gülşen Teslime Aydın
İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul, Türkiye
Kentleşme, 20. yüzyıldan itibaren temel ekonomik ve sosyal değişim eğilimlerinden biri olmuştur. Kentsel hareketlilik sorunu, kentleşme ile orantılı olarak artmıştır. 1950’den bu yana, dünyanın kent nüfusu iki mislinden daha fazla artmıştır. 2050 yılına kadar, 6,2 milyar kişi, diğer bir deyişle toplam insanlığın üçte ikisi kentlerde oturan kişilerden oluşacaktır. Kent düzeyinde, nüfus ve hareketliliğin artması, kentsel ulaşım, lojistik altyapı ve kapasite gereksinimlerini doğurmuş, bunun sonucunda "Kentsel Lojistik" kavramı ve beraberinde kentlere özgü kentsel lojistik yapılar ortaya çıkmıştır. Kent içi alanlarla taşımacılık, üretim, dağıtım ve tüketim gibi bir dizi temel ilişki iç içe devam etmek zorundadır. Kentler bunu sağlarken arazilerini korumak ve rekabet edilebilirlik seviyelerini yükseltmek durumundadır. Aynı zaman da kent sakinlerine yaşanabilir ve konforlu bir kent hayatı sağlamak durumundadırlar. Kent alanında mal akışının sağlanması olarak düşünülen "Kentsel lojistik", bugün nüfus, teknoloji, artan talepler gibi dinamik ve tahmin edilmesi zor karmaşık nedenlerden dolayı kent içinde verimli nakliye hareketleri ve taleplerine yenilikçi tepkiler veren bir strateji olarak karşımıza çıkmaktadır. Artık basit gibi görünen kentsel lojistik konusu üretim ve tüketimin metalaştırılması ve kitleselleştirilmesi konusundaki zorlukların getirdiği yeni bir soruşturma alanı haline dönüşmüştür. Her kent kendine özgü coğrafi, ekonomik ve iktisadi boyutlara sahiptir; dolayısıyla bunlarla ilişkili olan kentsel lojistiği, bir kentten alıp diğer kente doğrudan uyarlamak mümkün değildir. Kentsel lojistik konusu çok özel bir konudur dolayısıyla her kent kendine has özelliklere ve bunlara bağlı çözümlere sahiptir. Kentsel lojistik, kent planlamasının önemli bir parçası sayılmaktadır bunun ana nedeni kentin yaşam koşullarını ve konforunu zorlamasıdır. Ortaya çıkan trafik tıkanıklıkları, arazi ve yol işgalleri ile çevreye olan olumsuz etkiler artık bu konunun sürdürülebilir bir planlama gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. İstanbul 2000ʼli yıllarda kentsel lojistik kavramı ile tanışmış kent lojistiğinin analitik yönden yorumlanma ihtiyacı oluşmaya başlamıştır. Kentin lojistik konusunda sorun yaşadığı konuların başında mekânsal alan ve yük akışı gelmektedir. Bu çalışmada, önce kentsel lojistik ve kentsel lojistik planlaması konularına yer verilip, takip eden bölümde kentlerde yaygın olarak kullanılan kentsel lojistik çözüm önerileri ile dünyada kentsel lojistikte en iyi uygulamalar üzerinde durulmaktadır. Son bölümde ise, İstanbul'da lojistik sektörü, kentin lojistik altyapısı ve güncel bir anket çalışmasından yararlanılarak İstanbul lojistik sektörünün sorunları ve çözüm önerileri irdelenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kentsel Lojistik, Kentsel Lojistik Planlama, Kentsel Lojistik Uygulamaları, İstanbul
Bu çalışma, kullanan kişilere orjinal çalışmadan alıntı yaptıkları sürece, çalışmayı dağıtma, değiştirme ve üzerine çalışma hakkı tanıyan Attribution 4.0 International (CC BY 4.0) lisansı ile lisanslanmıştır.
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi
İ.Ü. Avcılar Kampüsü 34320 Avcılar/İstanbul
ulk@istanbul.edu.tr
+ 90 (212) 440 00 00 - 19200