Abdullah Erdem Boztaş
Arş. Gör., İstanbul Üniversitesi, İstanbul, Türkiye
Sürdürülebilirlik kavramı ilk olarak 18. yüzyılın başlarında asla ormanın yeniden üretebileceğinden daha fazla hasat yapmamak anlamıyla ortaya atılmıştır. Günümüzde gelecek nesillerin ihtiyacını karşılama yetisinden ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılamak şeklinde tanımlanabilecek olan bu kavram her geçen gün yaygınlaşmakta ve ekonomiler, şehirler, kaynak yönetimi gibi birçok kavramla birlikte karşımıza çıkmaktadır. Tanımlamalardan da anlaşılacağı gibi bir sistemin çevresel ve sosyal performansına ilişkin olan sürdürülebilirlik yapılan bir işin, çalıştırılan bir sistemin uygulanması sırasında dünyanın geri kalanının çıkarını göz önünde bulundurup bulundurmadığının (ya da ne kadar bulundurduğunun) ölçütüdür. Sıkça sürdürülebilirlik kavramıyla beraber kullanılan ve yatırım odaklı olarak karşımıza çıkan Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (Environment, Social and Governance – ESG) verileri firmaların çevreye ve topluma olan etkileriyle birlikte vergi stratejileri, yönetim kurulu çeşitliliği gibi özelliklerini göz önünde bulundurarak uzun vadedeki pozitif getirilerini irdelemeye yaramaktadır. Sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında işletmeler toplumsal fayda arayışının yanı sıra yatırımcı çekmek, marka değerini ve bilinirliğini arttırmak amaçlarıyla da çevresel ve sosyal performansları ile hedeflerini içeren sürdürülebilirlik raporları yayınlarlar. Çevresel bilincin artmasıyla rağbet kazanan sürdürülebilirlik raporları 2020 yılı itibariyle G250 firmalarının %96’sı tarafından yayınlanmaktadır. 1999 yılında %35 seviyelerinde olan bu oran hızlı bir tırmanış göstermiştir. Dünyanın birçok ülkesinde özellikle son 5 yıl içerisinde zorunlu hale getirilen sürdürülebilirlik raporlaması ülkemizde zorunlu olmamakla birlikte bazı firmalar tarafından yayınlanmaktadır. Söz konusu zorunluluğun firmaları disipline etme özelliği ilgili yönetmeliklerin oluşturulmasını gerekli kılsa da bu yeterli değildir. Zira nesnel bir biçimde denetlenemeyen raporlar firmaların marka değerini arttırmak için yaptıkları reklam çalışmalarından öteye gidememe tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle sürdürülebilirlik raporlarının karşılaştırılabilmesini, hedeflerin takip edilebilmesini ve başarının ölçülebilmesini mümkün kılan bir değerlendirme sistemi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu çalışma kapsamında yüksek bir çevresel etki seviyesine sahip lojistik sektöründe yer alan işletmelerin sürdürülebilirlik raporları incelenmiş ve değerlendirme sisteminin geliştirilebilmesi için gerekenlerin ortaya konması amaçlanmıştır. Çalışmada, sera gazı salınımları, atıklar, çalışan ilişkileri ve yolsuzluk gibi çok çeşitli ve takibi mümkün parametreleri bünyesinde barındıran ESG verileri kullanılarak geliştirilecek bir değerlendirme sisteminin işletmelerin değer yaratan faaliyetlerine yönelik performanslarının ölçülmesine katkı yaratacağı ve sözü edilen ihtiyaca cevap verebileceği öngörülmektedir. Belirlenecek olan standartlar ve denetleme sistemi sürdürülebilirlik raporlarının başarısını da maksimize edecektir.
Anahtar Kelimeler: Lojistik Sektörü, Sürdürülebilirlik Raporları, Sürdürülebilirlik, ESG
The concept of sustainability was first introduced in the early 18th century where it means never harvesting more than what the forest yields in new growth. Today, this concept, which can be defined as meeting the needs of today without compromising the ability to meet the needs of future generations, is becoming widespread day by day and used with many concepts such as economies, cities, and resource management. As can be seen from the definitions, sustainability, which is related to the environmental and social performance of a system, is a measure of whether (or how much) a business considers the interests of the rest of the world during the implementation of a system. Environmental, Social and Governance (ESG) data, which is frequently used together with the concept of sustainability and is investment-oriented, serves to examine the long-term positive returns of companies, regarding their effects on the environment and society, as well as their characteristics such as tax strategies and board diversity. Within the scope of sustainability studies, businesses publish sustainability reports that include their environmental and social performances and targets in order to attract investors and increase brand value and awareness, as well as seeking social benefits. Sustainability reports, which have gained popularity with the increase of environmental awareness, are published by 96% of G250 companies as of 2020. This ratio, which was around 35% in 1999, showed a rapid climb. The sustainability reporting, which has been made compulsory in many countries of the world, especially in the last 5 years, is published by some companies in Turkey, although it is not mandatory yet. Although the feature of the said obligation to discipline companies requires the preparation of relevant regulations, this is not enough. Because reports that cannot be objectively evaluated may face the danger of companies not going beyond their advertising efforts to increase their brand value. For this reason, there is a need for an evaluation system that makes it possible to compare sustainability reports, track targets and measure success. Within the scope of this study, the sustainability reports of the enterprises in the logistics sector, which has a high environmental impact level, were examined and it was aimed to reveal the requirements for the development of the evaluation system. In the study, it is predicted that an evaluation system to be developed by using ESG data, which includes a wide variety of parameters such as greenhouse gas emissions, wastes, employee relations and corruption, will contribute to the measurement of the performance of enterprises for their value creating activities and can meet the said need. The standards to be determined and the auditing system will also maximize the success of sustainability reports.
Keywords: Sustainability Reports, Logistics, Sustainability, ESG
Bu çalışma, kullanan kişilere orjinal çalışmadan alıntı yaptıkları sürece, çalışmayı dağıtma, değiştirme ve üzerine çalışma hakkı tanıyan Attribution 4.0 International (CC BY 4.0) lisansı ile lisanslanmıştır.
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi
İ.Ü. Avcılar Kampüsü 34320 Avcılar/İstanbul
ulk@istanbul.edu.tr
+ 90 (212) 440 00 00 - 19200