Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi Uygulamalarının Firma Performansı Üzerine Etkilerinin İncelenmesi
İpek Tezel
Gaziantep Üniversitesi, Gaziantep, Türkiye
Hanifi Murat Mutlu
Doç. Dr., Gaziantep Üniversitesi, Gaziantep, Türkiye
Büyüme, kalkınma ve sürdürülebilirlik kavramları ile tüketim
olgusunun çelişen ve bir o kadar da bütünleşen amaçları içerisinde
nasıl bir arada yürütülecekleri 1980’lerden bu yana çeşitli
konferans ve raporlarla hem akademisyenler hem de
uygulamacılar tarafından tartışılmıştır. Büyüme eylemi,
kavramsal olarak herhangi bir organizmanın “bütününde veya bu
bütünün bir bölümünde, boyutları artmak iyileşmek ve eskisinden
büyük duruma gelmek” (TDK) anlamı taşımakla birlikte aynı
zamanda büyümek için tüketmek eylemini de içerisinde
barındırmaktadır. Ekonomik büyüme, kısaca üretilen mal ve
hizmet kapasitesinde meydana gelen artıştır. Ülkelerin ve bu
ülkelerde yer alan stratejik iş birimlerinin artan büyüme
isteklerinin yarattığı doğal kaynaklarda tahribat, hızlı nüfus artışı
ve bireysel tüketimin sınırlarının sürekli genişletilmesi neticesinde
büyüme yerine kalkınma kavramının, kalkınma yerine de
sürdürülebilir kalkınma kavramlarının tartışıldığı bir süreç
gözlenmektedir. Brundtland Raporu (WCDE, 1987) sürdürülebilir
kalınmayı, “gelecek kuşakların kendi gereksinimlerini
karşılayabilme yetilerini tehlikeye atmadan bugünün ihtiyaçlarını
karşılayabilen kalkınma” olarak tanımlıyordu. Bu anlamda
kalkınma sadece çevresel kaynakların korunmasını değil çevre,
ekonomi ve toplum anlamında birlikte ve bir arada kalkınmanın
ele alınması gerektiğine işaret etmektedir. Elbette bu üç çatı
kavram kendi içerisinde çok sayıda farklı prensip ve
uygulamaların sürdürülebilirliğe katkısını içermektedir. Adil
ticaret, akıllı şehirler, eko-etiket, etik tedarik, etik tüketim, geri
dönüşüm, kurumsal sosyal sorumluluk, temiz üretim, yeşil
ekonomi ve yeşil iş gibi pek çok uygulama işletmelerin
sürdürülebilirlik faaliyetlerine katkı vermesi için uygulamaya
koydukları bazı çözüm ve tedbirleri ifade etmektedir. Günümüzde rekabetin işletmeler arası olmaktan çıkıp,
işletmelerin içinde bulunduğu ağlar ve zincirler arasında
gerçekleştiği göz önüne alındığında bir işletmenin
sürdürülebilirlik performansının içinde bulunduğu ağ ve
zincirden etkilenmemesinin mümkün olamayacağı
görülmektedir. Bu nedenle, özellikle işletmelerin tedarik zinciri
(TZ) ağ tasarımlarında, üye seçiminde ve tedarik kaynaklarının
tanımlanmasında kullanılmakta oldukları kriterlerin neler
olduğunun belirlenmesi önem arz etmektedir. Bu çalışma,
işletmelerin yeşil tedarik zinciri (YTZ) yönetimi uygulamalarının
çevresel sürdürülebilirlik ve işletme performansları üzerine
etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın odaklanacağı
temel araştırma problemleri:
1. Çalışmanın birinci problemi, işletmelerin YTZ uygulamaları
ile çevresel sürdürülebilirlik performansları (ÇSP) arasında
bir ilişki olup olmadığının, varsa bu ilişkinin yönü ve
gücünün tespit edilmesinin yanı sıra herbirYTZ
uygulamasının görece etkilerinin açığa çıkarılmasıdır.
Çalışmanın bu probleminin analizi sayesinde Türkiye’de
yerleşik firmaların çevresel sürdürülebilirlik
performanslarını iyileştirmelerine katkı sağlayacak YTZ
uygulamalarına ilişkin oldukça önemli bir çevresel karar
setinin tanımlanması ve farkındalığının sağlanması
amaçlanmaktadır.
2. Çalışmanın ikinci problemi, ölçümlenen YTZ
uygulamalarının işletme performansları (İŞP) finansal,
Pazar ve ihracat performansları üzerine etkilerinin
araştırılmasıdır.
Bu çalışmadan elde edilecek bulgular sayesinde, işletmelerin yeşil
tedarik zinciri uygulamaları alanında yapmış oldukları
faaliyetlerin firma performanslarını nasıl etkilediği görme fırsatı
tanınacaktır. Dolayısıyla, firmaların hayata geçirdikleri çevresel
stratejilerin firma performansı üzerindeki etkilerinin tespit
edilmesinin, işletmelere nasıl bir rekabetçi bir üstünlük sağladığı
hususunda belirginleşmesine katkı verilecektir.Bu tür çevresel
stratejileri hayata geçirilmesinin önündeki en büyük engel olan
“çevreci yatırımlara ait yüksek maliyet algısı” ve “kazanımların
belirsizliği” sorununun bir ölçüde amprik olarak test edilmesi ile
firmalara kısa, orta ve uzun döneme yönelik politika
geliştirmelerine imkan tanınacaktır. Son olarak, Türkçe literatürde
görece daha az değerlendirilen yeşil tedarik zinciri yönetimi
kavramının detaylı incelenmesi ile bu boşluğunun doldurulması
da temel katkılar arasında yer almaktadır. Çalışmanın kısıtları olarak sadece Gaziantep ili kapsamında
olması veyeşil tedarik zinciri yönetimin dört all boyut içeren bir
kavram olarak ele alınması sayılabilir. Çalışmada veri toplama
yöntemi olarak anket yönteminden yararlanılmış ve anketler
anahtar yanıtlayıcılara online olarak gönderilmiştir. Çalışmanın
evrenini Gaziantep ilinde yerleşik üretici işletmeler
oluşturmaktadır. Örneklem yöntemi olarak kolayda örneklem
yöntemi kullanılmıştır. Toplam 4.160 işletmeye anket formları
online olarak gönderilmiş ve 141 firmadan dönüş sağlanmıştır.
Geri dönüş oranı %3 civarında gerçekleşmiştir. Bu oran düşük gibi
görülse de online veri toplama yöntemleri için kabul gören bir
orandır. Analiz sonuçları, YTZ uygulamaları ile firma
sürdürülebilirlik performansı işletme performansı arasında
anlamlı sonuçlara işaret etmektedir. Firmaların YTZ uygulamaları,
ÇSP ve İŞP arasında güçlü bağlar olduğu görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Tedarik Zinciri Yönetimi, Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi, Sürdürülebilirlik